Burjuva Partilerine Oy Yok!

SOLDER: YEREL SEÇİMLERE İLİŞKİN TAVRIMIZ

Burjuvazinin Seçim Blokları Arasında Seçim Yapmaya Mahkum Değiliz,

Oylar Dem Parti’ye, Oylar Sosyalistlere

Türkiye, 14-28 Mayıs 2023 genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri akabinde 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler için sandık başına gidiyor. AKP-MHP blokunun gerek milletvekili seçimlerinde gerekse Cumhurbaşkanlığı seçiminde elde ettiği sonuç, özellikle düzen muhalefeti başta olmak üzere ciddi bir hayal kırıklığı yarattı. Memleketin içerisinden geçtiği ağır ekonomik kriz koşullarına rağmen Cumhur İttifakı – Millet İttifakı isimli düzen aktörleri arasında sıkıştırılan seçimlerden AKP-MHP bloku “güçlenerek çıkmayı” başardı. Ancak ezilenler cephesinde değişen bir şey yok. Memleketin dört bir köşesinde ekonomik kriz başta olmak üzere yönetememe halinin derinleşen etkileri sürüyor. Bu atmosfer içerisinde gidilen yerel seçimlerde, toplumda yaşanan umutsuzluk ve hayal kırıklığı, düzen içi seçeneklere yedeklenerek yeniden keşfedilmemeli; içerisinde bulunduğumuz koşullarda yeni bir alternatifin örgütlenmesi esas görevimiz olmalıdır.

AKP-MHP bloku 14 Mayıs 2023 seçimlerinde tahkim ettiği gerici bloku kuvvetlendirerek yola devam ediyor. Başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere yıllardır sürdürdüğü rant – talan politikalarını yeniden hayata geçirebilmek için kaybettiği belediyelere göz diken iktidar, ekonomik açıdan yağmalayacağı yeni alanların hayalinden başka bir iddiaya sahip olmadığını ilan etmiştir. Bunun dışında toplumsal muhalefeti bastırmak adına her türlü yöntemi hayata geçiren siyasal iktidar, yerel seçimlerde kazanacağı galibiyetle bu baskı ortamını arttırmak ve kitlelerdeki umutsuzluğu kökleştirmeyi hedeflemektedir.

Bu esnada CHP ise “güçlü olduğu” yerelliklerde koltuklar için pazarlıklar ve iç çatışmalarla ilerlemekte, esas gündeminin yerel yönetimlerden ziyade koltuk savaşı ve rant olduğunu dolaylı olarak ilan etmektedir. Aynı zamanda bu tutumun, aday belirleme süreçlerindeki anti-demokratik ve bürokratik eğilimlerle de beslendiği kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Hatay’da deprem suçlusu Lütfü Savaş, Bolu’da ırkçı söylemleri kamuoyunun malumu olan Tanju Özcan, Antalya’da sermaye ile ilişkileri açık seçik olan Muhittin Böcek gibi isimler ve çoğaltılabilecek örnekler karşısında CHP’nin, AKP-MHP blokunun nüans olarak kısmi farklar taşıyan pratiklerini icra ettiğini görmekteyiz. Bu tutumu kabul etmek mümkün değildir.

2019 yerel seçimleriyle kıyaslandığında 31 Mart 2024 yerel seçimleri, siyasal stratejiler ve ittifaklar bakımından köklü değişiklikler taşımaktadır. Bilindiği üzere 2019 yerel seçimlerinde Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerde HDP tarafından AKP-MHP blokunu geriletmek iddiasıyla aday çıkartılmamıştır. 2019 yerel seçimlerinde özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde bu durum, direkt olarak Millet İttifakı adaylarının AKP-MHP blokuna karşı zafer kazanmasında kilit rol oynamıştır. Ancak bu duruma rağmen Millet İttifakı’nın paydaşları, Kürt özgürlük hareketine yönelik tutumunu milliyetçi-şoven bir anlayışla dışlayıcı şekilde sürdürmeye devam etmiş; bir siyasal aktör olarak HDP’nin varlığını fiili olarak yok saymıştır.

Netice itibariyle düzenin her iki bloku da ne kent ne ezilenler ne çevre ne de insanca yaşam için herhangi bir söz söylememektedir. Her iki blok da farklı nüanslarla da olsa rant, koltuk, isim üzerinden siyaset örgütlemekte; şehirler için ortaya bir iddia koymamaktadırlar.

14 Mayıs 2023 seçimlerinde yaşanan mağlubiyet sonrası 2024 yerel seçimlerine giderken Millet İttifakı unsurları da kendi içerisinde ortalıklarını sona erdirmiş; İYİ Parti başta olmak üzere İttifak bileşenleri ayrı siyasal stratejilerle yoluna devam etmişlerdir. Öyle ki İYİ Parti lideri Meral Akşener, CHP’yi DEM Parti ile “ilişki kurmakla” suçlamakta; Kürt özgürlük hareketinin varlığını kriminalize etmeye çalışmaktadır. Tüm bu gelişmeler karşısında DEM Parti ve Kürt özgürlük hareketi, bağımsız ve müstakil siyaset örgütleme hakkını kullanarak seçimlere başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere kendi adaylarıyla girme kararı almıştır. Nitekim AKP-MHP blokunu geriletmek, aralarında kısmi nüanslar bulunan diğer düzen partilerini desteklemekle sağlanamayacaktır. Her iki blokun da kapitalizmin çizdiği sınırlar içerisinde ortaklaştığı tartışmasızdır. Artık her iki düzen içi anlayışa karşı alternatif bir çıkışın örgütlenmesi gerekmektedir. AKP-MHP blokunu geriletmek adına gerçek bir alternatif ortaya koymak iddiasıyla girilen bu siyasetin, 2019 yerel seçimleri aksine AKP-MHP blokunu geriletmenin yanı sıra düzenin diğer unsurlarının “ikiyüzlü” siyasetine karşı da anlamlı bir çıkış olduğunu düşünüyoruz.

2024 yerel seçimlerine giderken sol, sosyalist kurumların aldığı tutum da ayrı bir değerlendirme konusu olmaktadır. Sosyalistlerin nitel ve nicel itibarla güçlü olduğu yerlerde platformlar örgütlemek ve ilkelerde/adaylarda uzlaşmak noktasında girdiği sınavlardan üzülerek başarıyla ayrılmadığını gözlemliyoruz. Sosyalistler için seçimlerin salt oy almak ya da belediye kazanmak gibi anlamları olmadığını düşünüyoruz. Nitekim bizleri düzenin öznelerinden ayıran başat unsurlardan birisi de sadece oy almak ya da seçim kazanmak üzere siyaset yapmamamız; siyasetimiz ve ilkelerimiz adına faaliyet yürütmemizdir. Bizce yerel seçimlerde sosyalistlerin nihai hedefi, ilkesel olarak ortaya koydukları iddialar çerçevesinde bir belediyeciliği izah etmek, siyasetinin propagandasını yapabilmek; halkın ilgisi ve oyunu da bu çerçevede talep etmek olmalıdır. Sağcı, ırkçı, şoven söylemlere sahip “itibar sahibi” isimlerle belediye kazanmayı hedeflemenin ise bu kapsamda kalmadığını düşünüyoruz. Ancak hepsi olmasa bile sosyalistlerin anlamlı bir kısmı, bu şekilde politik tartışmalardan ziyade özellikle kuvvetli olunan yerelliklerde adaylıklar, isimler ve küçük örgütsel çıkarlar üzerinden hareket etmiş; günün sonunda bağımsız bir sosyalist seçeneğin örgütlenmesi olanağı büyük oranda ortadan kalkmıştır. Bu durum halkların, sosyalist siyasetlere yönelik tavrını da -bizce- olumsuz olarak etkilemektedir.

Sonuç olarak ekonomik krizin gittikçe derinleştiği, yoksulluğun bütün toplumun kaderi haline getirilmek istendiği, ırkçı ve gerici politikaların hâkim hale getirilmek istendiği bir gerçeklik karşısında yerel seçimlere gidiyoruz. DEM Parti, bu iki hâkim düzen içi kapitalist sisteme entegre burjuva bloklar dışında kalan önemli bir özne olarak varlığını korumaktadır. Binlerce mensubunun, milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevinde olduğu ve seçilmiş belediyelerine iktidar tarafından kayyım atanan DEM Parti, seçimlere kendi adaylarıyla girerek bir karşı çıkış ortaya koymaktadır.

Bir diğer boyutuyla DEM Parti adaylarının, kadın mücadelesi başlığı gözetilerek eşit temsil ilkeleriyle belirlenmesinin önemli bir iddia olduğunu düşünüyoruz ve kadın özgürlük mücadelesi açısından değerli buluyoruz. Bunlar yanında Bolu’da ırkçı söylemleriyle bilinen Tanju Özcan karşısında Veli Saçılık gibi sosyalist mücadele geleneğinden gelen kabul görmüş bir ismin aday gösterilmesi şeklindeki örneklerin de faşizme karşı birleşik mücadele hattına önemli katkılar sunduğunu düşünüyoruz. Nihai olarak bu durum, ilgili süreci salt seçim odaklı görmemek ve faşizme karşı sınıf mücadelesini yükseltmek anlayışımızla da uyumludur.

 Bütün düzen içi ve kimi kendisine sol diyen yapılar tarafından hedef alınan DEM Parti, bütün eleştiri ve eksikliklere rağmen önemli bir özne olarak varlığını korumaktadır. Dolayısıyla bu alternatifin inşasında dayanışma göstermenin öneminin farkındayız. Baskılara karşı dayanışmamızı sürdürmeye devam edeceğiz. Netice itibariyle yayımladığı yerel seçim bildirgesinin de ilerici unsurlarını sahiplendiğimizi belirterek bulunduğumuz bütün yerelliklerde öncelikle DEM Parti’ye oy verme çağrısı yapıyoruz. DEM Parti’nin aday göstermediği bölgelerde mevcut yerelliğin özelliklerini gözeterek orada bulunan sol, sosyalist adaylara yahut partilere oy verilmesi yönünde çağrıda bulunuyoruz. Her faaliyet sahamızda DEM Parti’ye ve desteklediğimiz diğer adaylara sadece oy verme çağrısı yapmakla kalmayıp, saha çalışmalarına da aktif bir şekilde katılacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

Burjuvazinin blokları arasında seçim yapmaya mecbur değiliz!

Oylar DEM Parti’ye!

Oylar sosyalistlere!

SOLDER (Sosyalist Demokrasi Kolektifi)

Şubat 2024